Erdal ERKAN
Açmak anlamına gelen “fet(i)h” kapatmanın zıddıdır. Gözeden çıkan suya, yağmura, nehre de “fet(i)h” denir. Yardım, zafer anlamında da kullanılan “fet(i)h” iki davalı arasında hüküm vermek manasına da gelir.(2) Nitekim Hz. Şuayb “Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet/iftah.”(2) demiştir. (Devamı…)











Allah Resûlü’nün “Hakikate tanık olanlar, olmayanlara anlatsın.” emri mucibince Hicaz dışına hicret eden sahabe muhataplarını konuşmalarından ziyade yaşantılarıyla İslâm’a davet etmişti. Alim ve tüccar sahabe birlikteliği İslâm’ın intişarı için uygun bir zemin oluşmasına imkan vermişti. Alimler söz ve yaşantılarıyla, tacirler de dürüst ticari muameleleriyle insanların hidayetine vesile oldular.
İlim dünyası için Mısır farklı bir konuma sahiptir. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)’nün irtihalinden kısa zaman sonra (18 H) Hz. Ömer (radiyallahu anh) zamanında Amr b. As (radiyallahu anh) eliyle fethedilen Mısır, çok sayıda sahabe ve tabiûnun tavattûnu ile Afrika’nın ilim üssü haline gelmiş, Leys b. Sa’d’dan (v. 175)
Afrika’nın güney batısında yer alan Gana, Fildişi Sahilleri, Burkina Faso ve Togo ile komşudur; güneyinde ise Atlas Okyanusu vardır. Ülkede 1874 yılında koloni kuran İngilizler, Gana’yı Batı Afrika’ya giriş kapısı olarak kullanmışlar, köle ticaretini de buradan yönetmişlerdi.Resmi rakamlara göre 20 milyon olan ülke nüfusunun % 16’sını Müslümanlar 


Oryantalistler ve onlarla pek çok konuda fikir birliği içerisinde olan yenilikçi Müslümanlar ilmi ve tarihi verilere rağmen Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)’nün okuryazar olduğunu iddia etmektedirler.İddia sahipleri Allah Resulü hakkında Kuran’da kullanılan “ümmî nebi” ifadesinin okuma yazma bilmeyen anlamına gelmediğini, 
Medine-i Münevvere