Diriliş Süleymaniyeden başlayacak

İhsan ŞENOCAK

Muhteşem bir mirasımız var. Usulden fıkha, kelamdan mantığa kadar büyük bir hazinenin içerisindeyiz. Ne var ki varlıkta yokluk yaşıyoruz. Uzaydaki nehirlerin debisinden bahsederken hemen yanımızdaki Fırat’tan haberimiz yok. Eşyanın gerçek suretini atlayıp, hakikat diye gölgesiyle oyalanıyoruz. Entelektüelimiz Eflatun’un mağaralı tasavvurunda anlattığı adamla ayniyet arz ediyor. Devamini Oku…

Allah Resulu’nun Kur’an telakkisi

Halit İSTANBULLU

Yanlış anlamak kolay, zor olan ise doğru anlamak. Hakikati lekelemeden korumak, kapsamlı bir düşünce sisteminin faal olması ile mümkündür. Ferdi zuhurlar mütefikkirleri nafile gayretlere kurban eder. Eşyayı doğru anlamak “ben-u adem”in en baş meselesidir. Önemine binaendir ki Allah Resulü “Ya Rabbi’ bana eşyayı gerçek duruşuyla göster” diye dua etmiştir.
Devamini Oku…

Kelam-ı Kadim’in anlam haritası

İhsan ŞENOCAK

İnsanların yetişme tarzları, farklı eğitim düzeyi ve algılama gücüne sahip olmaları anlayışlarında birtakım farklılıklara neden olur. Herkes eline aldığı metni kendi zaviyesinden tahlil eder. Bir vakıayı kelamcı, tefsirci, hadisçi ayrı vurgularla değerlendirir.
İslam’ın erken yıllarından günümüze kadar Kur’an farklı zaviyelerden telakki edilmiş ortaya değişik tefsir tarzları ve bunları esas alarak telif edilen eserler çıkmıştır. Bu farklılığı besleyen temel nedenleri dikkate alarak Kelam’ı Kadim’in anlam haritasını belirlemek anlamanın meşru ölçüler dahilinde sürdürülmesine katkıda bulunacaktır. Devamini Oku…

Modern dönem Kur’an telakkileri

Ebubekir SİFİL

İki kesit
1
Hz. Osman (r.a)’ın şehadetiyle baş gösteren toplumsal kargaşa ve ayrışma süreci Hz. Ali (r.a) döneminde ve sonrasında itikadî fırkalaşma hareketine dönüştü. Hz. Ali, Abdullah b. Abbâs, Ebû Mûsâ el-Eş’arî gibi sahabîlerin (Allah hepsinden razı olsun) Havariç, Kaderiye, Şia gibi bid’at fırkaları ile fikrî ve fiilî mücadeleleri[1], Tabiun’dan el-Hasanu’l-Basrî[2], Ömer b. Abdilazîz, İmam Ebû Hanîfe, daha sonraları el-Hâris b. Esed el-Muhâsibî, Abdullah b. Küllâb gibi isimlerin mezkûr fırkalara ilaveten Mu’tezile, Mürcie, Cebriye’ye karşı Ehl-i Sünnet itikadını ilmî ve fikrî zeminde müdafaaları Kelam tarihi ile iştigal edenlerin malumudur. Devamini Oku…

Bayraktar Bayraklı’nın “Yeni bir anlayışın ışığında Kur’an tefsiri” adlı eseri üzerine

Talha Hakan ALP

Tefsir yazmak Cenab-ı Allah’ın muradını açıklamak demektir. Bir bakıma Allah adına konuşmak anlamına gelir ve son derece mesuliyetli bir iştir. Bu sebeple eski alimler diğer alanlarda genç yaşlarda eser yazdıkları halde, eğer tefsir yazacaklarsa bunu ekseriya ömürlerinin sonlarına bırakır, bütün ilimlerde ihata kesp ettikten sonra ancak Allah’ın ayetlerini açıklama cesareti gösterirlerdi. Modern zamanlarda ne yazık ki bu hassasiyet kalmamıştır. Artık İslamî düşünüş biçimini topluma açmak isteyen hemen her ilim ve düşünce adamı ilk iş olarak açıklamalı meal veya Kuran sözlüğü gibi Kuran-ı Kerim üzerine bir şeyler yazmayı deniyor. Şahsî fikirlerini Allah’ın kelamı üzerinden deklare etmek halk üzerinde daha etkili bir yoldur. Tabi meselenin ticarî boyutu da var. Maalesef Türkiye’de “Kuran İslamı” söyleminin büyüsüne kapılan kesimin meal talebi, yayınevleri için iştah kabartıcı boyutlardadır.
Devamini Oku…

Bir modern Kur’an telakkisi bağlamında nesh meselesi

Murat HAFIZOĞLU

Kur’an üzerinde hakkı verilmiş bir anlama faaliyetinin gerçekleştirilebilmesi için kendi içinde bütüncül ve tutarlı bir sisteme ihtiyaç bulunduğu açıktır. Üstelik bu sistemin sadece bütüncül ve tutarlı olması değil, aynı zamanda mümkün en üst seviyede nesnelliği/objektiviteyi sağlaması da esastır. Kur’an’ın hidayete erdirme özelliğinin tezahürü buna bağlıdır.
Devamini Oku…

Yanlış anlamanın ideolojik arka planı

Recep YILDIZ

İnsanlar farklı anlama kabiliyetlerine sahiptirler. Kimi riyazi meseleleri, kimi ictimai hususları, kimi de iktisadi konuları kolaylıkla idrak edebilir. Herkes farklı bir alanda mütebahhirdir. Gazali gibi ilgilendiği bütün ilimleri “eba’d-ı selase”si ile kavrayan alimler ilim tarihinin şaz kahramanlarıdır.
Ademoğlu “anlamaktan aciz olduğunu” anlayınca büyük oluşlara kapı aralar. Kalbin daralıp zihnin durduğu anlarda bazen bir yerine bin “oluş” zuhur eder. Gecenin zifiri karanlığında ayağının üzerini göremeyenler çakan bir şimşekle kilometrelerce öteye uzanır.
Devamini Oku…

Kur’an ne kadar tercüme edilebilir

Faruk GÜRBÜZ

Bütün bir tercüme tarihine baktığımızda görürüz ki tercüme sanatı, fevkalâde asildir ve çok üstün bir maharet ve çok kapsamlı bir müktesebat ister. Tercüme sanatının gerektirdiği bir çok vasıflarla donanmış bir mütercim bile, bir metni asıl dilden farklı bir dile aktarırken, çoğu zaman, bir çok yerlerde, çok farklı zorluklar yaşar, çok çeşitli ve çetin problemlerle karşı karşıya kalır. Bu problemlerin en çözülmezi de, edebî yönden mükemmelliğe ulaşmış metinlerde gözlenmektedir. Eğer bir metin derin mânâlarla yüklüyse ve aynı zamanda da büyüleyici bir şiirsel üslup taşıyorsa, bu kabil bir yazılı eser elbette mütercimi zorlayacak ve onu oldukça sarp bir yokuşa veya gayet engebeli bir mecraya sürükleyecektir.
Devamini Oku…

Kur’an

Mehmed Şevket EYGİ

1. Kur’ân-ı Kerîm Allah’ın (cellecelâluhu) kelâmıdır, kadîmdir; kul sözü değildir.
2. Bilgi, kültür, inanç olarak doğru ve yanlış olanlar onda gösterilmiştir. Doğru ve sahih olanlarla yanlış olanları Kur’ân ölçüsüyle anlarız.
3. Aksiyonla yâni yapılan şeylerle ilgili iyi ve kötü işleri Kur’ândan anlarız.
Devamini Oku…

Muhammed Abduh örneğinde yeni selefilik ve tasavvuf

Mustafa ÖZCAN

Muhammed Abduh ile Cemaleddin Afgani arasında birçok sıra dışı benzerlikler vardır. Her biri birer çığır başıdır. Merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle söylersek Cemaleddin Afgani’nin mirası paylaşılamayan bir mirastır. Daima ‘es-sair’ yani devrimci olarak anılmaktadır. Bu hususta fiilen birçok teşebbüsleri de olmuştur. Hem İran şahlarına hem de Mısır hidivlerine yönelik suikast veya kışkırtma teşebbüsleri tarih kitaplarında yerini almıştır. 1997 yılında ‘mieviyye’ denilen yüzüncü ölüm yılı idrak edilmiş ve bu meyanda Mısır’da ve İslam aleminde birçok farklı etkinlik yapılmıştır. Devamini Oku…

İlahi hitabı zihne yazan kalem: Takva

Adem TUNCER

KUR’AN, KORUNANDIR
Kur’an üzerine yazıldı her şey. Fıkıh, Hadis, Tefsir, Kelam… ondan suyunu dercetti. Ne çok söz Kur’an diye başladı, Kur’an diye bitti. Anlayıp da söyleyenler, tarihin zihninde yerini alırken, bir bir çürüdü anlamadan yazılan sayfalar. Çürüyen sadece sayfalar değildi. Bununla beraber değerler çürüdü, vicdanlar çürüdü.
Binlerce Hafızımız, yüz bini geçen diyanet görevlimiz, bir o kadar akademisyenimiz ve öğretmenimiz olduğu halde, ramazan ayında her camide mukabele okunuyorken ahlaki değerler çürüdü. Çünkü “Müslümanlar Kur’an’ı okumayla onu anlamayı birbirinden ayırdı.”[1]
Devamini Oku…

Modern zamanın mana üssü: Ali Haydar Efendi

Ahmet AÇIKGÖZ

Batılı adam makineyi bulunca kendini kaybetti. Metafiziğe kafa tuttu. Kilise kaldırımlarında papaz eli öpmekten kurtulayım derken, bütünüyle imanını yitirdi. Gördüklerinin dışında ne varsa inkar etti.
Batı’nın İsa Aleyhisselam hakkındaki hükmü ne ise, madde hakkındaki hükmü de aynıdır. İkisini de ilahlaştırdı, ikisinde de ifrata gitti.
Devamini Oku…

Halefsiz şair: Mehmet Akif

Ahmet TAŞ

O, şiir ve fikir semamızın kutup yıldızlarından. İstiklal Marşı’mızın şairi. İklim-i dilde sefirimiz. Kişiliğiyle müstesna bir şahsiyet. Düşünceleriyle, Müslüman Türk milletinin ruhuna kök salmış bir ulu çınar.
Hangi güzel vasfı onun isminin önüne getirsek yakışır. Çünkü, güzellik onun özündeydi, hakikat ruhuna sinmişti.
Devamini Oku…

Akif, Kur’an meali ve yenilikçiler

Yahya ARSLAN

Akif Doğu’yla Batı’nın kesiştiği noktada, İstanbul’da dünyaya geldi.
İlk eğitimini Fatih Camii çevresinde aldı. Ruh yapısı ve düşünce sistemi burada şekillendi. Devlet–i Aliyye’yi içten ve dıştan yıkmak isteyenleri yakından müşahade etti.
Devamini Oku…

İşittik ve itaat ettik

M.Salih YÜCESAN

Bed-baht ana derler ki elinde cühelanın
Kahrolmak için kesb-i kemali hüner eyler.’

Rivayete göre Emil efendinin kuruculuğunu yaptığı Fransız Sosyoloji Mektebinin mensupları, bazılarının iddiasının aksine insanlığın pre-lojik bir devir geçirmediğini söylemişler.
Devamini Oku…

Ebedi hadimu’l harameyniniz

Hasan UÇAR

Bindörtyüz küsur yıl önce ana rahmine düştün. Malazgirt’te doğarken, Anadolu’nun ilk kumandanı Süleyman Şah’ın tekbir seslerini dinledin. Söğüt’teki çocukluğuna Yunus’un ruhunu yoldaş kıldın. Edebali Hazretleri’nin tekkesinde tutuşturduğun vecd ateşini delikanlılığına “Fatih” yaptın. Allah’ın edebi saltanatını temsilen kurduğun devlet “Zillu’llah-i fi’l-âlem” (Allah’ın yeryüzündeki gölgesi) sıfatı ile tanındı. Ne zulüm, ne küfür, ne fitne, ne bir, ne bin cephesiyle vardı senin lügatında. Savaşmak zorunda kaldın da savaştın, yani hiçbir zaman savaşı lizatihi hasen (zatından dolayı güzel) görmedin. Devamini Oku…

“Ben tahta değil, bir yangının kızgın külleri üzerine oturdum”*

Abdullah KARGILI

“Sultan Vahideddin merhûmun Boğazlayan kaymakamı Kemal Bey’in idamı dolayısıyla devrin Şeyhülislamı Allame Mustafa Sabri Efendi’yi derin bir fıkıh münâkaşasıyla üç-dört saat terletmiş olmasına ilaveten şunu da söyleyelim ki, bugün elde mevcut muamelatlı ilmihal kitaplarının en meşhuru olan “Nimetü’l-İslam” isimli eser de O’nun kaleminden çıkmıştır. Tevazuu sebebiyle bu eserin, devrinin büyük alimlerinden ve şahsi dostu olan Hacı Zihni Efendi tarafından imzalanıp yayınlanmasını istemiş olduğu yakın akrabaları tarafından bize bizzat ifade edilmiş bulunmaktadır. Esasen bu keyfiyet, eserin dilinin “Saray Türkçesi” ne ait hususiyetleri ile de sabit bulunmaktadır.” Sh.78 Devamini Oku…

Kuran’ın muazzam duruşu ve dönüşü

Ahmet FARUK

Kureyş ulularının değişmez gündemiydi Kur’ân. Ne olduğunu, nasıl engellenebileceğini sorarlardı birbirlerine. Kabe, Zemzem ve Haceru’l-esved’in tercihlerini İslâm’dan yana koymaları, derin bir hüzne sevk etmişti Onları. Hubel, Menat ve bir de eskilerin masalları kalmıştı yanlarında. Kur’an nidaları yüreklerde dalgalandıkça atalarının dinleri, direkleri çökmüş binalar gibi çatır çatır yere geldi. “Dinlemeyin bu Kur’ân’ı…’ diye tembihledikleri muhataplarını, ”istesek biz de Onun gibisini söyleriz” diyerek avutmaya çalıştılar. Devamini Oku…

Küfrün İslam’ı çökertme planı

İNKİŞAF

Etrafımız “ Medeniyet”in defnedildiği makberlerle çevrili. Taftazaniler, Ebussuudlar dünyamızdan çekileli hayli zaman oldu. İlim meclislerinde derinlik, edebiyat oturumlarında lezzet kalmadı. Ne ilimde ne de aksiyonda İslam’ı temsil kabiliyetine sahibiz.
Devamini Oku…

|