Adem TUNCER
Halim harap.
En karanlık menzillere saplandı yolum
Tevekkülsüzleşti bekleyişim ölümü
Sulayamadım aşkın ile en karanlık çölümü Yandıkça yandı, kurudukça kurudu bu toprak
Ne kadar kara, ne kadar çorak bu toprak
Beyaz gecelerde karalar var üzerimde
Ne büyük yangın karıncalar gözlerimde
Sensiz dünyam karanlık, özü sönük şafağın
Adın ile süslenmiş her tanesi başağın
Sensiz huzur gelse de kılmaz karar
Utanmıyorum hiçbir şeyden senden utandığım kadar
Ne anne şefkati, ne sevgilinin bakışı
Ya Nebi eritemedi senin kadar bu taşı
Hedefi bu şaşkının yüreği sensiz mi yakmak
Sen ateş kadar soğuksun ben kül kadar sıcak
Seviyorum seni deme gözyaşı nerede
Ağlamak ne mümkün zincir vurulmuş gözlerime
Affeyle veremedim yolun için bir tel saç
Sen yağmur kadar yüreklisin ben toprak kadar muhtaç
Mümkün mü temizlemek ruhu ah sensiz
Sen nur kadar kirlisin ben günah kadar temiz
Bu hal-i perişan ne bu hasret nereye kadar
Çözüm ölüm mü ya ölüm nereye kadar
Nefretimden değil utancımdandır kaçışım
Susuyorum, başım eğik, arşa dayandı ahım
Ya Nebi utandırma, bir buse bu ümmete
Bu pür kusuru da mazhar eyle o tükenmez sevgine
Ya Nebi halim harap
Ya Nebi şefaat şefaat. . .