Târık ZİYÂ

Hicrî onüçüncü asrın ikinci yarısıyla ondördüncü asrın ilk yarısında (1265/1849–1350/1932) yaşamış olan Beyrutlu âlim Yûsuf bin İsmâ‘îl en-Nebhânî, dışarıda ecnebî, içeride mezhebsiz/reformistlerin tenkit ettikleri Dîn-i Mübîn’in ve Hazret-i Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in; Osmanlı’nın ve Hilâfet-i İslâmiyye’nin yılmaz müdâfiî olmuş, yazdığı onlarca eseriyle bu gürûhun üzerine âdeta yıldırımlar yağdırmışdır. Bu i‘tibârladır ki günümüz neo-‘selefî’leri, mezhebsiz ve reformcuları kendisini sevmez, onu ve eserlerini nisyâna terk ile akıllarınca istiskâl etmek isterler.
Yûsuf en-Nebhânî’nin yaşadığı devir, İslâm âleminin belki de görüb-geçirdiği en zor, maddî ve ma’nevî tahrîbâtın en fazla olduğu devirdir. Müslümanların asırlardır takarrur etmiş müesseselerini gömlek değiştirmeye da’vet edilir gibi değiştirmeye da’vet edildiği bir devir!.. Maalesef bu da’vet ciddî ölçüde icâbet görmüş, üstelik mâzîyi bir “muğaylanzâr-ı dehşetnâk” olarak gören yeni tarz-ı telakkî topyekûn İslâm mîrâsını dînî, siyâsî, ictimâ’î, …, ayırmaksızın “mücrim” sıfatıyla muhâkeme etmek istemişdir. en-Nebhânî merhûm, ihânet ve gafletle dolu bu hazîn manzarayı teessürle görmüş ve buna karşı kalemiyle mücâdele etmiş bir âlimdir. Eserleri bunun şâhididir.[1]

Merhûmun er-Râ‘iyyetu’s-Suğra fî Zemmi’l-Bid‘ati ve Medhi’s-Sünneti’l-Ğarrâ (Bid‘atlerin Zemmi ve Yüce Sünnet’in Medhi Kasîdesi) adlı eseri, hâssaten asrın en büyük üç bid‘atcısı olan Cemâleddîn Efgânî, Muhammed ‘Abduh el-Mısrî ve Reşîd Rızâ’yı zemmeden manzum bir eserdir. Eserde mezheb imamlarımızın (r.a.) medhi, İbn Teymiyye ve Muhammed b. Abdu’l-Vehhâb’ın tenkîdi ve son olarak da Nebî aleyhi’s-salâtu ve’s-selâmın medhiyle ilgili kısımlar da yer alıyor.

Yûsuf bin İsmâ‘îl en-Nebhânî’nin Efgânî, Abduh ve Reşid Rızâ ile ilgili tesbitleri, onlarla bizzat tanışmış ve hatta kısa süreli dostluklar kurmuş biri olması hasebiyle fevkalâde târihî kıymeti hâizdir. İlmini ve otoritesini insaf sâhibi muhâliflerin bile takdîr etdiği böyle bir âlimin şehâdeti elbetde ki mühimdir.

en-Nebhânî günümüzde olduğu gibi geçmişde de pek çok Müslümân’a ehl-i bid‘at ile mücâdelelerinde eserleriyle yardımcı olmuş, onlara ışık tutmuşdur. Fakat böylesine kıymetli bir âlim ve eserleri maalesef memleketimizde yeterince tanınmıyor. Bu, biz Türkiyeli Müslümanlar açısından büyük bir kayıpdır. Her ne kadar bazı eserleri terceme edilmişse de bunlar aded i’tibâriyle çok azdırlar ve tercemeleri de maalesef düzgün değildir.

er-Râ‘iyyetu’s-Suğra’nın bu ilk Türkçe neşri ise itinayla yapılmışdır diyebiliriz. Mütercimin, yer yer açıklayıcı notlar da düştüğü kitabın sağ tarafına orijinal Arabca metin de dercedilmiş ki bu, fevkalade isabetli bir tercih olmuş. Giriş kısmında ise müellifin hayatı ve eserleriyle ilgili mufassal bir yazı yer alıyor.

Neşrine vesîle olanlardan Allah (celle celâluhû) râzı olsun!

——————————————————————

* Yûsuf bin İsmâ‘îl en-Nebhânî, er-Râ‘iyyetu’s-Suğra fî Zemmi’l-Bid‘ati ve Medhi’s-Sünneti’l-Garrâ (Bid‘atlerin Zemmi ve Yüce Sünnet’in Medhi Kasîdesi), trc. Abdullah Tûran, neşre haz. Yusuf Hanîf, Ehl-i Sünnet ve Cemaat nşr., İstanbul 1427 (2006), XLI+43+٢٨ s.; isteme adresi: Bedir Yayınevi, Cağaloğlu Yokuşu, No:6/8, (Vilâyet civârında), İstanbul, tel.: 0212 519 36 18 / 513 06 32, ehlisunnet@gmail.com Bu ePosta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

[1] Eserlerinin tam listesi için şu yazıya bkz., Yusuf Hanîf, “Yûsuf bin İsmâ‘îl en-Nebhânî’nin (rahmetullâhi‘aleyh) Hayâtı ve Eserleri”, a.g.e. içinde, VIII-XLI.s.; keza şurada: http://www.darulhikme.org/makale/yhnf3.htm